5 Haziran 2012 Salı

Vshape ile Yüz Gençleştirme

Vshape ile Yüz Gençleştirme


VShape, çok iri yapılı olan yağ hücrelerini, ultrason dalgaları sarsarak parçalıyor. Çok küçük yapılı olan kan, damar, sinir ve kemik hücreleri sarsıntıya rahatlıkla direniyor ve zarar görmüyor. Kavitasyon sistemlerinde bu hassasiyet olmadığından iç organlar ciddi zararlar görüyor.Vshape teknolojisi ile İstenmeyen etkilerden böylece kaçınabiliyor. VShape ısıtıcı kavitasyonel dalgalarla çalışmadığından yüz bölgesinde, karında, kalçada ve bacak bölgelerinde güvenle uygulanabiliyor. VShape ultrason ile birlikte radyofrekansı, kombine ediyor ve gerçekten inanılmaz sonuçlar veriyor üstelik kadınların en dayanamadığı acı, ağrı bu uygulamada yok o yüzden konfor en üst düseyde. Detaylı bilgi için, Vshape.org

12 Ocak 2012 Perşembe

Estetik de 2012 trendleri

Estetik International Estetik, Saç ve Kozmetik Cerrahi Kliniği’nden alınan bilgilere göre, estetik cerrahideki son 2012 trendlerini yazdık,


Soprano Ütüleme Epilasyon Yöntemiyle kesin ve acısız çözüm
Kadın ve erkeklerde istenmeyen kıllardan kurtulmak bu teknoloji gelene kadar zahmetli ve acılıydı, özellikle, kadınlarda genital bölge erkeklerde ise sakal ve boyun bölgesi, ancak son bir yıldır hızla tercih edilen en konforlu ve etkili olan Soprano Ütüleme Epilasyon yöntemi 2012 yılının top 5 trendinin ilk sırasında.



Kadınlarda doğallık trendi hız kesmeden yükseliyor
Kadınlarda doğal güzellik trendi bu yıl da yükselişini sürdürdü. Önceki yıllarda çok fazla kaşlarını alan ve bunun sonucunda kaşları ‘küsen’ kadınlar kaş naklini tercih etti. Ancak kadınlar doğal görünüm için yeni tedavi yöntemlerinden yardım almaktan fayda görüyor.
Kaş nakli, 2–2,5 saat sürüyor. Kaş kökleri saç naklinde olduğu gibi FUE veya FUT yöntemi ile alınabiliyor. Ekilen kaşlar ömür boyu kalıcı oluyor ve hiçbir bakım gerektirmiyorlar. Cımbızla alınan kaş telleri tıpkı diğer kaşlar gibi alındıkları yerden tekrar çıkıyor. Kaş ektirdikten sonra botoks yaptırmanın hiçbir sakıncası yok.


Seyrelmiş saçlara Reversa tedavisi
Kadınların doğal saç sağlığı için tercih ettikleri çözümlerden birisi de Reversa tedavisi. Reversa, PRP denilen ‘Plateletten Zengin Plazma’ sıvısı ve buna eklenen trombosit kaynaklı otolog protein karışımının saçların seyrekleştiği bölgeye uygulanmasıdır. Genetik ya da mevsimsel sebeplerle seyrekleşmiş ancak tamamen dökülmemiş saçları olan kişilere uygulanabilir.


Hair Detox ile arınan saçlar daha sağlıklı ve hızlı uzuyor
Hair Detox, saçlı deriyi temizleyerek saça parlaklık ve canlılık kazandırıyor, boyatma nedeniyle oluşan matlık, kuruluk ve dökülme gibi şikayetlerini gideriyor. Saçları tekrar ışıl ışıl ve canlı görüntüsüne kavuşturuyor. Kepeklenme ve bir tür egzema olan seboreik dermatit nedeniyle oluşan şiddetli kaşıntı, kızarıklık ve kabartı durumlarında deriyi rahatlatıp ve yatıştırıyor.

Dr. Mehmet Öz’den yaşamsal öneriler


Fazla kilolarınız, sağlıksız beslenme alışkanlığınız, asosyal yaşantınız, ilişki sorunlarınız… Hadi, şimdi, hemen yeni kararlar alıp hayatınıza yeni bir başlangıç yapın! Dr. Öz’ün yaşamsal tavsiyelerini dikkate alarak…

1. Esneme hareketleri yapın
Her sabah sadece 5 dakika esneme hareketleri yaparak güne başlamanız yeterli. Yapılan araştırmalar, düzenli esneme hareketleri yapmanın, esnek olmayı sağlamasının yanında insanı daha güçlü ve dayanaklı hale getirerek performansı da artırdığını göstermiştir.
Kendi rutininizi yaratabilir ya da benim yataktan kalkar kalmaz uyguladığım esneme hareketlerini yapabilirsiniz. Bu, gün boyunca kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır.


Kalça ve diz arkası: Ayakta dururken, belinizden öne doğru eğilin ve ellerinizi yere değdirin. Bu pozisyonda, bir dizinizi hafifçe bükerken, diğerini düz tutun. Hareketi yaparken ayaklarınız düz olarak yere bassın. Dizlerinizi 15’er saniye değiştirerek hareketi uygulayın. Başınızın 250 kg olduğunu ve omurganızın uzayarak bütün gerilimi boşalttığını düşünün.


Sırt ve boyun: Ayakta durun ve ellerinizi başınızın üzerine doğru uzatabildiğiniz kadar uzatın. Sağ elinizle, sol el bileğinizi tutarak, yukarı doğru çekin. Sol topuğunuz ve sol serçe parmağınız arasındaki olası en uzun mesafeye ulaşıncaya kadar uzatın. Bu hareketi 15’er saniye ellerinizi değiştirerek uygulayın.

Göğüs ve kollar: Dizlerinizi yere koyun ve ayaklarınızın üzerine oturun. Dik durun ve ellerinizi arkada birleştirin. Kafanız dik halde ellerinizi mümkün olduğu kadar arkaya uzatarak esneyin. Ayrıca, çenenizi ileriye doğru uzatarak, ellerinizi boynunuzun arkasında birleştirip göğsünüzü ileriye doğru esnetin.


2. Kahvaltınızı düzenleyin
Fazla kilolara karşı savaş düzenli olarak yapılan sağlıklı bir kahvaltı ile kazanılabilir. Araştırmalar düzenli kahvaltı edenlerin, bu öğünü atlayanlara göre daha zayıf olduklarını gösteriyor. Hatta bir araştırma, kahvaltı öğününü atlayanların obezite riskinin dört kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Her gün aynı sağlıklı kahvaltıyı yapmaktan çekinmeyin.

Bir yemek seçin ve her gün onu yiyin. Yapılan bir çalışma, başarılı bir şekilde kilo kaybedenlerin, tüm besin gruplarında az çeşitli yiyecek tüketen kişiler olduğunu gösteriyor.


3. Yediklerinizi not edin
Gün boyunca hiç farkına varmadan hesapsızca kalori tüketebiliriz. Gıda günlüğü tutarak yediklerinizin farkında olun. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, gıda günlüğü tutanların tutmayanlara göre yüzde 50 daha fazla kilo kaybettiğini gösteriyor. Gıda günlüğü önemlidir; çünkü düşüncesizce yemek yemenizi engeller, yemeklerinizi doğru porsiyonda paylaştırmanızı sağlar ve nerede, ne zaman ve hangi duygularla yemek yediğinizi ortaya koyar.


4. Buzdolabını temizleyin
İçeriğinde “oz” basit şeker ve “ol” şeker alkolleri bulunan besinleri atın. Mutfağınızda bulunan her şeyin etiketini okuyun. Sonu “oz” ile büten bütün basit şekerler kalori yüklüdür. Sütteki laktoz ve meyvedeki fruktoz gibi doğal şeker olan iki istisna vardır. Az yağlı ürünleri atlamadığınızdan emin olun. Lezzet kaybını telafi etmek için genellikle şeker yüklüdürler. Sorbitol, manitol, xylitol gibi sonu “ol” ile biten içeriğe sahip besinlere dikkat edin.

Gazlı içecekler ve bisküviler gibi üzerinde “şekersiz” yazan işlenmiş gıdalar ve ürünler, genellikle şeker alkolleri içerir. Ancak şeker alkollerinin en sık görülen yan etkileri şişkinlik ve ishal olasılığıdır. Şeker alkolleri, kalori olarak düşük olmasına rağmen, hiç kalorisiz değildir ve eğer çok miktarda tüketilirse şeker içeren yiyeceklerle aynı şekilde kilo almaya yol açabilir.